Öyle bir iş hayal edin ki, siz merkezli, ancak siz müdahale ettiğiniz sürece ilerleyeceksiniz. Sabah planlarınızı uygulamaya koyarsanız o günü kârlı kapatacaksınız. Çalışma alanınız bir ofis, fabrika veya herhangi bir kurum değil; uzanıp televizyon izlediğiniz kanepeniz veya yemek hazırladığınız masanız… Ne tuhaf bir şey değil mi? Bununla da bitmeyecek; çay, kahve içip nefis yemekleri birlikte yemekten keyif aldığınız akrabalarınızla, arkadaşlarınızla ortak çalışacaksınız. Oysa arkadaşınızla karamelli dondurma yediğinizdeki rahatlığınızla, işinizi yaparken tutunacağınız tavır birbirinden öyle farklı ki…

Kilit nokta budur:
Network, yeni yüzyılın en gözde mesleği olarak kabul ediliyor. Başlangıç noktası kişinin en yakınları, tanıdığı, güvendiği kişilerden oluşuyor. İşimizi yaparken şartlarımızı değiştirmeden, sadece birlikte olduğumuz dostlarımızla konuştuğumuz konu ve aktif olduğumuz alanı değiştirerek, kendi işimizi (sevdiklerimizle kocaman bir şirketi) kuracağız…
Siz kendinizi hazır hissetmediğiniz sürece hiç bir “hoş geldin”, size “hoş” gelmeyecek ve sizi de ekibe getiremeyecektir.
“Hoş geldim” diyeceğiniz bir iştesiniz…
Hoş geldim…